19 Ağu 2014

Dua'da Ümitli Olmak Gerek

Cüneyt Suavi çook sevdiğim ve yıllardır kitaplarını okumaktan zevk aldığım bir yazardır.
Kısa kısa ve ibretlik hikayelerin olduğu bu kitabı temin etmenizi ve okumanızı nacizane tavsiye ederim.
İşte bu kitaptan kısa bir hikaye:

DUA

Küçük çocuk deniz kenarında oturmuş,gözlerini ufuktaki bir noktaya dikmişti.
Belki bir saattir öylece duruyordu.
Onun bu hali,alışveriş için balıkçı sandallarını bekleyen bir ihtiyarın dikkatini çekti.
Yaşlı adam seke seke onun yanına gidip:
-Merhaba,dedi.Bugün deniz çok harika değilmi?
Küçük çocuk başını çevirmeden:
-Ama dalgalı,dedi.Topum denize düşünce sürükleyip götürdü.
Adam çocuğun yanına oturup:
-Eğer biraz genç olsaydım yüzüp alırdım.Fakat şimdi adım bile atamıyorum,dedi.
Küçük çocuk ona cevap vermedi.
Ve kıyıdan uzaklaşan topunu daha iyi görmek için hemen yanındaki tümseğe çıktı.

Yaşlı adam sakin bir ses tonuyla:
-Ümidini hiç bir zaman kaybetme,dedi.Bence dua etsen çok iyi olur.
Çocuk büyük bir sevinçle:
-Dua etsem topum geri gelirmi ? diye sordu.Hem gelsede burayı nasıl bulacak?
-Allah isterse ona buldurur.Topun geri gelmese de o duanın sevabı sana yeter.
Küçük çocuk bu sözleri duyunca,her okuduğunda dedesinden bahşiş kopardığı bir kaç kısa sureyi sıraladı.
Daha sonra topun dönmesi için Allah'a dua etti.Üzüntüsü her nedense azalmıyordu.
O topa bir sürü para harcamış,bayram parasını bile ona katmıştı.
Şimdi artık tek şansı,bazen olduğu gibi rüzgarın ters tarafa esmesiydi.
Ama deniz büyüktü,topu ise küçücük.
Akşam üstü hava biraz sertleşti.Ve güneş batmak üzereyken sandallar döndü.
Küçük çocuk eve dönmek istemiyordu.Bu yüzden ihtiyarla birlikte oyalandı.

Yaşlı adam bir sandalın yanına sokularak:
-Avınız inşallah iyi geçmiştir.Eğer varsa bir kaç kilo alabilirim,dedi.
Balıkçı bir kovayı gösterip:Zaten o kadarcık tutmuştum,denizde ''av'' diye bir şey kalmadı,dedi.
-Dua etmeyi denedinizmi? diye atıldı çocuk.
Ümidinizi hiç bir zaman kaybetmeyin.
Balıkçı adam için herşey bir tesadüftü.Bunun için ''rastgele'' diyorlardı.
Ama şimdi bir şey hatırlamıştı.Yıllar yılı unuttuğu bir şeyi.
Çocuğun yanaklarını okşarken:
- Dua ha! diye mırıldandı.O zaman tutarmıyım?
- Tutamazsanız bile duaların sevabı yeter,dedi çocuk.Bunu yeni öğrendim.
Balıkçı bu sözleri ilk defa duyuyordu.Başını sallayarak:
-Bende yeni öğrendim,diyerek gülümsedi.Üstelikte küçük bir öğretmenden.
Çocuk bu sözlerden çok hoşlanmıştı.
Artık topun gitmesine üzülmüyordu.
Yanındaki yaşlı adam ona göz kırparken balıkçı tekrar sandala atladı ve ağların üstündeki örtüyü açtı.
Bir top vardı orada.
Henüz ıslak olduğundan ,ışıl ışıl parıldayan bir futbol topu.
Balıkçı onu çocuğa uzatıp:
-Öğretmenlerin hakkı hiç ödenmez,dedi.Bunu biraz önce denizde buldum.
Küçük çocuk neredeyse bir çığlık atacaktı.Kesinlikle bir rüya görüyordu.
Aceleyle sağa sola bakındı ama,her şey gerçekti.
Balıkçı da ,sandal da ,ihtiyar da.
Topu ise ellerindeydi.Ona sıkıca sarılıp:
-Bir daha benden izinsiz gezmek yok,dedi.Ya dua etmeseydim ne olurdu?


Kabul olacağını ümit ettiğimiz duaların, kabul olduğunu görebilmek ümidiyle...


 Vesselam
 

Unknown
Unknown

Ben Bir Fani..

2 yorum:

  1. Yazarı bir kenara not alayım ben, zamanı gelince inşallah alır okurum. :)
    Kitap listem bayağı bir kabardı. :)

    YanıtlaSil

Yanlız bırakmadığınız için çok teşekkür ederim :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...